Yalnızlıktan Yakınan Bir Yazar Fournier

Sponsorlu Bağlantılar

“Yalnız olmaktan bıktım artık, bıktım her geçen gün daha yalnız, daha yaşlı, daha çirkin olmaktan. Bunların başıma geleceğini bilseydim yaşlanmazdım.”

Yalnızlık ve yaşlılık… İlk elde iki verimsiz santrfor gibiler ve böylesi bir hücum hattına sahip olan bir takım için lig yarışı her daim zor görünür. Son derece kıvrak bir kaleme sahip olan Jean-Louis Fournier, son kitabı ‘Tek Yalnız Ben Değilim’e (‘Je ne suis pas seul a etre seul’), girişteki iki cümle eşliğinde başlıyor ve kendi öz yaşam serüveninden pasajlarla süslediği harika anlatısında işte bu iki tartışmalı santrforun adeta sahada yaşadıklarını naklediyor…

1938 doğumlu Fournier, yazar ve televizyon programcısı. Verimli bir kalem ustası ve bence en önemli yanı da edebiyatla olan alışverişine kattığı hınzır bakış açısı. Bu duruş, bu meselelere yaklaşım biçimi (ya da tarzı), hayat denen yokuşun basamaklarını çıkarken kendisine fazlasıyla yardımcı olmuşa benziyor. ‘Tek Yalnız Ben Değilim’e, çok sevdiği eşini yaklaşık 10 yıl önce kaybetmiş bir adamın, kendi yalnızlığına yaktığı zekice ağıtların toplamı demek de mümkün. Fournier’nin kitabının güzelliği aynı zamanda kurgusunda. Metinler başına buyruk bir şekilde yola düşmüşçesine geçmiş ve şimdiki zamanda dolaşıp dururken ve okur, sürekli durum tespitleriyle karşı karşıya gelirken araya yazarın, komşularına ilişkin küçük seslenişleri giriyor. İlk olarak “Karşı komşunun panjurları kapalı / Bir yere gittiler herhalde… / bana haber vermeye gerek görmediler” cümleleriyle başlayan bu seslenişler, kitap boyunca sürüyor ve Fournier, yalnızlığını yok edecek yeni bir seçenek olarak gördüğü bu (yandaki / karşıdaki) fenerden (istasyondan ya da limandan) beklediği, umut ettiği ışığı bir türlü alamıyor. Yani kitap, yazarının hayata, yalnızlığa, yaşadıklarına, geride bıraktıklarına, kayıplarına, kazançlarına, ölüme dair yaklaşımına ilişkin metinler olarak ilerlerken araya komşularına dair beklentiler ve hayal kırıklıkları da giriyor.

Fournier bu enfes ‘anlatı’sında, kendisinden önce ‘yalnızlığa dair’ tarihe not düşmüş kimi yazar, düşünür ve de felsefecilerden yaptığı alıntılar vasıtasıyla bir tür destek alıyor. Sadece almakla kalmıyor, o çok iyi bildiğimiz özlü sözleri, ‘motto’ları eğip büküyor, kendi sularına katıyor. Mesela Descartes’ın ünlü özdeyişini “Düşünüyorum, öyleyse yalnızım”a çeviriyor. Güzel olan şu; Fournier zihinlerimize yerleşmiş bu derin izlerle oynamanın dışında meseleye kendi orijinal kelime oyunları ya da güzelim cümleleriyle de katkıda buluyor. Mesela şöyle:

“Haykırıyorum: Yalnızım.”

Ben kitaptaki onca kısa, vurucu ve çelişkilerin altını çizen cümlelerden örneğin şunu da beğendim: “Sessizliği seven biriydi, ama gün geldi üst kattaki çocukların gürültüsünden hoşlanır oldu.” Bir de yazarın, kaybettiği eşi Sylvie’ye ilişkin zarif ve derin ifadesini alıntılayayım: “Ölümümün en çok acı vereceği kişi bu dünyayı benden önce terk etti.”

‘Tek Yalnız Ben Değilim’ kışkırtıcı, zeki gözlemlerle dolu, bir o kadar da hüzünlü bir hayat muhasebesi aynı zamanda. Fournier, 83 yıllık serüveninin köşe taşlarında sesli dolaşmış ve okuru olarak bizi de ortak etmiş bu geziye. Ben nihayetinde kitabın son sayfasına geldiğimde kendi adıma şöyle bir hicap duydum; Fransız yazarın eserlerinden birçoğu (‘Nereye Gidiyoruz Baba?’, ‘Otopsim’, ‘Muzip Tanrı’, ‘Asla Kimseyi Öldürmedi Benim Babam’, ‘Son Siyah Saçım ve İhtiyar Delikanlılara Bazı Öğütler’, ‘Dul’, ‘Kuzeyli Annem’ gibi) daha önce Türkçeye kazandırılmış ve ne yazık ki hiçbirini okumamışım. Artık bu ayıptan (!) bir an önce kurtulmalıyım diye düşünüyorum; keşfetmem gereken diğer Fournier adalarına doğru bir an önce yelken açmam gerek. Naçizane, aynı durum sizler için de söz konusuysa, benzer bir yolculuğu öneririm, keyifli ve hafızalarda yer edinecek türden olacağına eminim… Çünkü elimizde ‘Tek Yalnız Ben Değilim’ gibi sağlam bir referans var.

TEK YALNIZ BEN DEĞİLİM
Bir yalnızlık şarkısı söyler sazım...

Jean Louis Fournier
Yapı Kredi Yayınları, 2021
Çeviren: Ayşe Ece
152 sayfa, 22 TL.

Sponsorlu Bağlantılar
Yazıyı Sosyal Ağda Paylaş

Sultan Ahmet Camii Nerede? Nasıl Gidilir?
Sultan Ahmet Camii 1609 yılında inşaatına başlayan ve 1616 y...
Hangi Kan Grupları Birbirine Kan Verebilir
Hangi kan kümeleri birbirine kan verebilir, hangi kümeler bi...
Uykusuz Kaç Gün Yaşanabilir?
İnsan hayatında çok önemli olan ihtiyaçlardan biride uykudur...
Türkiye'de Gezip Görülesi Yerler
Gezmek bilmek demektir ve bu süreç ilk adımı atmadan önce ba...
Bermuda Şeytan Üçgeninin Sırrı Nedir?
Atlantik okyanusunun yaklaşık olarak 500.000 mil gibi büyük ...
İkiz Çocuğa Nasıl Hamile Kalınır?
Özellikle son yıllarda bayanlar tarafından ikiz çocuk yapma ...
Bilimsel Yöntem Nedir? Basamakları Nelerdir?
Bilimsel Yöntem çoğu hususta olayların çözülmesi ve basamakl...
Trans Yağ Nedir? Zararları Nelerdir?
Trans Yağ Nedir? Yağ denildiğinde çoğu kişi katı yağ ve s...
Mimar Sinan Kimdir? Eserleri Kısaca Hayatı
Birbirinden güzel mimarileri ortaya koyan Mimar Sinan en çok...
İsme Uygun İmza - Harfine Göre İmza Atma
İmza kişinin benliğini kağıt üzerinde yansıtan bir onay biçi...
En Güzel İmza Atma Şekilleri
İmza atma tekniklerine göre kendine has güzel bir imza belir...
Aromatik Yağların Faydaları
Bitkisel yağlar ve aromatik yağlar hoş kokuları, vücuda sağl...
Haber Yazısı Nedir? Nasıl Yazılır?
Günümüzde haber sitelerinin bir hayli arttığını söylemek müm...
Yumurta Akının Yararları Nelerdir?
Anne sütünden sonra en yararlı besinlerden biri olan yumurta...
Feshaneye Nasıl Gidilir?
Hemen hemen her hafta eğlence günlerinin düzenlendiği, özell...